Polonya’da düzenlenen 2009 Avrupa Basketbol Şampiyonası eleme turlarından finallerine kadar oldukça renkli ve sürprizlerle dolu geçti. Avrupa’nın basketbol ekolü olan ülkeler elemelerde oldukça zorlanırken, finaller de çok çekişmeli ve heyecanlı maçlara sahne oldu. İspanya 2 sene önce kendi evinde kıl payı kaybettiği şampiyonluğu bu kez turnuvaya kötü başlamasına rağmen, muhteşem bir sonla kazanırken, milli takımımız ise fırtına gibi başladığı turnuvanın sonunu iyi getiremedi.

Şampiyona finalleri başlamadan sürprizler henüz eleme turlarında başladı. İtalya son yıllarda milli takımlar seviyesindeki kötü gidişe dur diyemeyerek, eleme grubunda Sırbistan ve Bulgaristan’ın gerisinde kalıp Polonya biletini alamazken, tam 48 sene sonra Avrupa şampiyonası finallerinin uzağında kaldı. Fransa ise Türkiye’nin de bulunduğu grupta ikinci sırada kalmasına rağmen, ekstra eleme turunu kazanarak son sıradan final vizesine hak kazandı.
İlk iki turda büyük sürprizler yaşanmazken bizim için oldukça heyecanlı ve umut verici maçlar oynandı. İlk turda Litvanya (84-76), Bulgaristan (94-66) ve Polonya (87-69)’yı yenerek grup lideri olan 12 Dev Adam, ikinci tur grubuna da 63-60’lık İspanya galibiyetiyle başlamış, sonrasında Sırbistan’ı uzatmada 69-64 yenerek 5’te 5 yapmıştı. Grup liderliği maçında ise Engin Atsür‘ün son saniyede kaçan üçlüğü sonrası Slovenya’ya 67-69 kaybeden milliler grup ikincisi olarak Yunanistan’ın rakibi oldu. Büyük bir çekişmeye sahne olan çeyrek final maçını Ender’in son saniye basketiyle uzatmaya götüren Türkiye, uzatmanın sonunda yine Ender’in üç sayı denemesinden boş dönünce sahadan 74-76 ile mağlup ayrılıp 5’te 5 ile başladığı turnuvayı Avrupa sekizincisi olarak tamamladı.
2007’nin şampiyonu Rusya grup ikincisi olarak yükseldiği çeyrek finalde son yıllarda beklentinin altında kalan Sırbistan ile eşleşirken, ikinci çeyrekte elde ettiği 20-4’lük seriyle yakaladığı üstünlüğü maç sonuna kadar koruyan Sırplar son şampiyonu kupa dışı bıraktılar. Yarı finalde ise turnuvanın flaş takımı Slovenya ile karşılaşan Sırbistan Milos Teodosic’in 32 sayısıyla maçı uzatmaya götürüp sahadan 96-92 galip ayrıldı ve sekiz yıl sonra finale yükselme başarısı gösterdi.

2 sene önce taraftarı önünde Avrupa şampiyonluğunu son saniyede kaçıran İspanya, Polonya’daki şampiyonaya iyi bir başlangıç yapamadı. İkinci tur gruplarında son maçlara girilirken elenme riski bulunan İspanya, son maçta ev sahibi Polonya’yı yenerek grup dördüncüsü olup zor da olsa çeyrek finale yükseldi. Çapraz grubun lideri yenilgisiz Fransa ile eşleşen İspanya, kadrosunda beş NBA oyuncusu bulunan rakibini adeta sahadan silerek (86-66) yarı finalist oldu. Yarı finalde Yunanistan’ı 82-64 ile geçen Boğalar, finalde de Sırbistan karşısındaki 85-63’lük galibiyetle ilk Avrupa şampiyonluklarına uzandılar. İspanyollar böylece elenmenin kıyısından muhteşem bir geri dönüşle mutlu sona ulaşırlarken, son 4 maçlarında rakiplerine (ki içlerinde Fransa, Yunanistan, Sırbistan gibi devler var) ortalama 20.5 sayı fark atarak çok önemli bir başarıya da imza atmış oldular.
Pau Gasol İspanya’nınn şampiyonluğunda başrolü oynayarak turnuva MVP’si olurken, İspanyol Rudy Fernandez, Yunan Vassilis Spanoulis, Sırp Milos Teodosic ve Sloven Erazem Lorbek turnuvanın en iyi beşine seçilen diğer isimler oldular. Gasol aynı zamanda 18.7 sayı, 2.2 blok ile zirveye çıkarken, 8.3 ribaunt ile de bu kategoride ikinci oldu. Milli takımımızda ise Ersan İlyasova 16.1 sayı – 7.3 ribaunt ile bu kategorilerde dördüncü olarak 12 Dev Adam’ın en etkili ismi oldu. Yazıyı bir de “gereksiz” ama ilginç bir istatistikle kapatalım. Turnuvada bekleneni veremeyen Almanya’da guard Heiko Schaffartzik oynadığı son üç maçın ikisinde denediği beşer üçlük atışın tamamında başarılı olarak yakalanması zor bir istatistiğe imza attı.
Diğer Avrupa Şampiyonası yazıları arşivine ulaşmak için tıklayınız