
Birkaç hafta önce, Avrupa’nın adını fazla duymadığımız küçük ülkelerinden olan Liechtenstein’ın basketbol federasyonu ile ülkenin köklü kulüplerinden birkaçı arasında, yargı sürecine varan bir dizi tartışma yaşandı. Bu tartışmanın ana konusu son zamanda Liechtenstein medyasında da fazlasıyla yer tutan hakem hataları ve akabinde verilen kararlar sonrasında Basketbol federasyonunun verdiği cezalar ve bu cezalar üzerine ülkenin en prestijli basketbol ligi olan Liechtenstein Basketbol Süper Ligi takımlarından birkaçının bu cezaları protesto amaçlı açtıkları itiraz davalarıydı.
Son haftalarda Liechtenstein basketbol camiasında hakem kararlarına yönelik taraflı tarafsız tepkiler oldukça dikkat çekmiş ve özellikle maçlar sırasında yapılan itirazlara hakem egoları ön plana çıkarak verilen teknik faul ve diskalifiye kararlarının tekrarlı hale gelmesi bu kararların daha da çok sorgulanmasına neden olmuştu. Kendi hatalı kararları nedeniyle oluşan bu durumları telafi etmek adına yer yer maçın kontrolünü kaybetme noktasına gelen bazı hakemlerin olduğu görülürken, bazı maçlarda da tribünden gelen tepkileri susturmak adına küfürsüz tepkilere bile anons yapıldığı görüldü. Son olarak sahasında oynadığı maçta üst üste verilen hatalı kararları protesto etmek amacıyla taraftarının yaptığı “Basketbol Katili Liechtenstein Hakemleri” tezahüratı akabinde yapılan anonslar nedeniyle sahası kapatılan Vaduz United, bu kararı yargıya götürdü. Vaduz United Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklama şu şekilde:
Liechtenstein’ımızın yükselen değeri olan basketbol sporunu geliştirme yönünde yatırımlar yapan, ülke basketbolunun en önemli altyapılarından biri olan takımımız, son haftalardaki hakem kararları yüzünden fazlasıyla yara almıştır. Hakemler tabi ki hatalı kararlar verebilir; fakat dokunulmaz değillerdir. Hatalı karar verdiklerinde ölçüyü kaçırmadan gelecek tepkilere karşı empatiyle yaklaşmalı ve görevlerini yerine getirirken egolarını bir kenara bırakmalıdırlar. Biz kollanmak değil, adil yönetim istiyoruz. Özellikle son maçta sahamızda yaşadığımız -yanlıştan öte taraflı- kararlar ve akabinde taraftarımızın verdiği küfürsüz tepkinin hazmedilemeyerek salonun boşaltılması bardağı taşıran son damla olmuştur. Ülke basketbolunu geliştirmeyi, basketbolu kitlelere ulaştırmayı hedefleyerek geldiklerini iddia eden federasyonun bu tutumuna sabrımız kalmamıştır.
Koltuğa geçtiklerinde tribünlerimizin Partizan, Panathinaikos gibi Avrupa devlerinin salonlarındaki ortamları överek, ülkemizdeki basketbol maçlarının çok yakında bu salonlardaki gibi şölen havasında geçeceğini iddia edenlerin, Vaduz ya da deplasman demeden (tüm maçların aynı salonda oynanmasının bir önemi yok, lütfen buna takılmayın) ülke nüfusunun yarısını salona çekerek o ortamı oluşturduğumuzda hazmedememesi ve bin bir bahane yaratarak bunu engelleme çabalarında başı çekmeleri ise yaptıkları işte ve vaatlerinde ne ölçüde dürüst olduklarının(!!!) en büyük kanıtıdır. Tüm bu yaşananlar akabinde, bu insanların federasyonu babalarının çiftliğine çevirmelerini engellemek adına bugün konuyu yargıya taşıma kararı aldık. Bazı kesimlerin kişisel çıkarları uğruna, ülke basketboluna alt yapı ve yatırım anlamında en büyük katkıları yapmış, şampiyonlukları bulunan bir takımı bu şekilde etkisiz hale getirme çabalarına ve taraftarı salondan uzaklaştırma gayretlerine boyun eğmeyeceğiz.
Bu açıklama karşısında Liechtenstein Basketbol Federasyonu da bir karşı açıklama yaptı. Açıklamada “göreve geldiklerinde Liechtenstein Basketbol Süper Ligi’ni İspanya ve Türkiye’den sonra Avrupa’nın en iyi üçüncü ligi yapma hedefiyle yola çıktıklarını ve bu hedef doğrultusunda emin adımlarla yürüdüklerini” belirten federasyon başkanı Führen Liechtensteiner “basketbol federasyonu olarak zorlu bir yükü omuzladıklarını, hakemlerin de bu zorlu hedefi yakalamada önemli bir görev üstlendiklerini ve federasyon olarak hakemlerinin her zaman arkasında olduklarını” söyledi. Liechtensteiner , hatalı hakem kararları karşısında tepkiler, verilen diskalifiyeler, saha kapatmalar ve bu cezalar akabinde federasyonun takımlara kestiği cezaların adil olup olmadığı ile ilgili soru karşısında “European Championship for Small Countries şampiyonluğu primleri için bütçeye ihtiyacımız var” derken, bu turnuvada yer almadıklarının hatırlatılması üzerine de “hiç merak etmeyin, her şey olması gerektiği gibi ilerliyor” cevabını verip güven tazeledi.
Hikaye bu kadar… Yazılanların gerçek kişi ve olaylarla bir bağlantısı yoktur…
Trajikomik!
Mahkemenin kararını da öğrenmek isteriz
Az önce Telekom – Beşiktaş maçında kaşı yarılan Sokolowski’ye teknik faul çalınması bu yazılanların en güzel örneği. Bir tiyatrodur gidiyor. Biz de izliyoruz.