Dün Türkiye Basketbol Federasyonu ile Basketbol Süper Ligi’nde mücadele eden takımların temsilcileri arasında yapılan video konferansta konuşulan konulardan biri de yabancı sayısı konusuydu. Aldığımız bilgilere göre, ligimizdeki takımlardan Darüşşafaka, Türk Telekom ve Teksüt Bandırma önümüzdeki sezon 4 yabancı ile ilerlemeyi önerirken, Pınar Karşıyaka, Tofaş ve Bahçeşehir Koleji de 4+1 formülü ile ilerlenmesi yönünde fikir beyan ettiler. Geriye kalan 10 takım ise beş yabancıyla devam fikrini savundular.

Son zamanlarda içinde bulunduğumuz özel durum, COVID nedeniyle ertelenen ve iptal edilen ligler ve turnuvalar özelinde, basketbol dünyasını da oldukça ciddi ve olumsuz şekilde etkiledi. Önümüzdeki sezonun akıbeti ile ilgili belirsizlik hala devam ederken; üretimin düştüğü, para dolaşımının azaldığı bir ekonomik ortamda, takımların yeni sezona sponsor, tribün ve yayın gelirlerinde azımsanmayacak ölçüde azalışlarla gireceği de inkar edilmez bir gerçek. Avrupa’nın en köklü kulüpleri önümüzdeki sezon bütçe kısıtlamalarına gideceklerini açıklarlarken, birçok kulüp ve ülkenin de altyapılarına ağırlık vereceğini öngörmek yanlış olmaz.
Tüm bu koşulları dikkate aldığımızda ve de bunların üzerine giderek artan transfer yasağı olan takım sayımızı düşündüğümüzde, Türk basketbolunda da altyapıya yöneliş ve Türk oyuncuları daha fazla ön plana çıkaracak önlemler alınması kaçınılmaz bir gereklilik olarak dikkat çekerken, Basketbol Süper Ligi’ndeki 16 takımdan 10’unun yöneticisinin 5 yabancıda ısrar etmesinin arkasındaki mantığı anlamak cidden güç. Bazı takımların Avrupa Kupaları’nda iddialarını sürdürmek için bu tercihlerini beş yabancıdan yana kullandıklarını bir nebze anlamakla beraber, Avrupa’da mücadele edecek takımlarımızdan Türk Telekom, Darüşşafaka Tekfen, Pınar Karşıyaka, Tofaş, Bahçeşehir Koleji ve Teksüt Bandırma’nın yabancı sayısında azalmayı savunduğu bir dönemde birçoğu düşmeme mücadelesi yapan ve maddi zorluklar yaşayan diğer kulüplerin yabancı sayısının korunmasıyla ilgili görüş bildirmeleri ise gerçekten inanılmaz.
Kulüplerimizin 5 yabancı yönündeki tercihleri bir yandan ekonomik olarak güçlü bir yapıya sahip olmayan birçok kulübümüzün önümüzdeki sezon ortalarında maddi sıkıntılar yaşayacağının sinyallerini şimdiden verirken, bu durum aynı zamanda birçoğunun başında Türk coachlar olan bu kulüplerin Türk basketbolunun geleceğine ve altyapılarından yetişen Türk oyuncularına olan güvensizliğinin de bir kanıtı olarak görülebilir. Bu da CSKA gibi güçlü sponsorlara sahip birçok kulübün yüksek kontratlarından kurtulmaya çalıştığı bir dünyada, Türkiye Ligi’nin kontrat arayan yabancı basketbolcular için bulunmaz fırsata dönüşeceği, Türk basketbolcuların ise yine ikinci planda kalacağı bir sezona doğru ilerlediğimiz izlenimini yaratmakta. Milli Takım mı? Sezondaki en yüksek sürelerini Milli Takım’da alan oyuncularla İsveç ve Hollanda’yı geçip Eurobasket’e katılma mutluluğu bize yeter de artar bile.